Sen Olmadan Yaşayamam

Bu dünyada yapayalnız

Sen olmadan yaşayamam

Sensiz hayat pek anlamsız

Sen olmadan yaşayamam

Ne bir tek gün ne de saat

Ne teselli ne de vaat

Sensiz gönlüm etmez rahat

Sen olmadan yaşayamam

Benim sensin tek umudum

Mutluluğu sende buldum

Yanındayken çok mesudum

Sen olmadan yaşayamam

Nihat İncekara

Yeter Naz Eyledin Yeter

Bilmezliğe sevdim seni
yeter naz eyledin yeter
Dillere düşürdün beni
Yeter naz eyledin yeter

Gönül sana düştü kaldı
Gül benzim sarardı soldu
Cefa ise oran oldu
Yeter naz eyledin yeter

Rahmeyle bendene, gülsün
Derdine bir çare bulsun
Dilber başın için olsun
Yeter naz eyledin yeter

Hatırım sora gelmezsin
Derdime çare bulmazsın
Merhamet nedir bilmezsin
Yeter naz eyledin yeter

Olsun mu Kuloğlu kulun
Nedir bana olan zulum
İnsafın yok mudur zalım
Yeter naz eyledin yeter

Dadaloğlu

Su - 03

İnanç yiğit ev sorardı bulup konaklardı Kanlı göz ufuk tarardı Cürümlü başta her geyik akışında Örtülür dudaklar çünkü kalble çarpılırlar El gezer tenhaları dolanır ufak tüyler Ve tüyler ki ateşle diklenirler Kendi namlarına ağemen olarak Üşüme kabarcıkları tad kabarcıkları Ürpermelerle unutkanlık Yerin bir zaferle doğrulması cürme katık olarak Dantel kalb vurması su kapları Islak naylon örtü ve ıslak cimrilikle Ustalıkla yaprağa ilave peçete Yorgun ve evvelden haber Sonra saralar Sıradadırlar Kapılar baskıyla kapalıdır Onlar yontup hamam kapılarını Kulaklara ses kutuları Ormanlar avazlarıyla parke taşlar Kurtlar Yıldırım Avizeler Orada köşelere düşler yerleşir yatakları kollar Uyku canavar kıvrımlı batarlı saldırır Ev tilkiyle sarılır kuşatılır Yorgun bir masal uzakta kaybolur Kulaklarına yosun ve balık biriken çocuklar Toprağın rengine katılan Hızla yorgana atılan Göğsümüze sırtımıza ateş bastıran Örtünen çıldıran çocuklar La onlarla alev açıyor her yanımız Anlaşalım

Cahit Zarifoğlu

Üç Tabduğum

Gökkubbenin yıldızlarından örnek aldım sizi. Ağlardım ben eskilerde Andıkça insanları sev diyen birini. Yalnızdım. Tabduğum gideli çok olmuştu Yıldızlara. Ne zaman ki çocuk yürek Anlatamaz oldu derdini. Tutuldu dili Yerine üç yıldız seçti gökkubbeden Duru mu duru rengi. Gökte bir deli tay Üç yıldıza Boyun eğdi. Biri dayımdı İkisi hocam.

Dilek Ünaldı

Seninle Dağları Geçesim Geldi

Gördüm güzelliğin lal oldu dilim Yüreğimi sana açasım geldi Seni görmeyeli garip halim Kendimi her yana saçasım geldi. Hayran oldum sana gönül dolusu herkes diyor bana aşkın delisi O sunduğun bana bir zehirli su kafama dikip de içesim geldi Söylediğimsöze darılma sakın İçime dolmuşsun gel de bir bakın Cennette dolanan huridir hakkın Kollarıma alıp uçasım geldi. Nuri'yim gönlümü sana başladım Kızılırmak oldum doldum çağladım Fırtınalar ekip kasırga aldım Seninle dağları geçesim geldi

Nuri Çift

Sensizliğin Bedeli

ağlıyor içimde ince kasvetin solmuş sevginin sonu ayrılıktır ömrüme akıyor buruk hasretin sensizliğin bedeli yalnızlıktır. suç ortağımdır benim şu gözlerim yollarını gece gündüz gözlerim yokluğuna isyanımdır sözlerim sensizliğin bedeli yalnızlıktır. bir şarkıymış sevgin dilimde meğer zamansız içimde kaynıyor keder ayrılık işkence olmuşsa eğer sensizliğin bedeli yalnızlıktır.

Yahya Akbulut

Esmer Bir Kuş

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda Süryani hüznüyle bir kadın, güvertede Yan yana oturuyor terkedilmiş güzgârla. Aralarında neler konuştular Yolculuk boyunca, bilmiyorum ama Kadının bir bakışı var yüzünde uzaklar Yalnızlıktan bütünlemeye bırakır Gemiyi, bembeyaz teniyle acıklarda. Oturduğu sıranın ucunda, İçilmiş iki çay boşu. Dolbadahce Sarayı'nın üstünde Esmer bir kuş dolduruyor Gökteki boşluğu.

Ali Asker Barut

Bir Türlü

Bahçelerimi mihnet talan ettiği zaman Yüreğimde sevgiler çatamadım bir türlü Gönlümde salına salına gezdiğin zaman İncecik ellerini tutamadım bir türlü Yorgun olsamda her akşam düştüm yollarina Bir güvercin konmuş salkim saçak dallarina Mor gecenin koynuna savrulmuş saçlarina Bir demet yasemini takamadım bir türlü Aşkimin tutuşup küllenen, nardan közüne Telaş sarmiş usul, usul tunçtan gökyüzüne Baharı unutmuş mahzun utangaç yüzüne Yazına doya doya bakamadım bir türlü Yüreğime dadandı durdu göz bebeklerin Yamaçlarımda kıpkızıl rengi çiçeklerin İçimde sağanak sağanak boşalan yağmurların Topraktan kokusunu tadamadım bir türlü

Sinan Gedik

Ölmüş Bir Arkadaştan Mektup

Eskisi gibi yaşıyorum Gezerek, düşünerek Yalnız biletsiz biniyorum vapura, trene Pazarlıksız alışveriş ediyorum Geceleri evimdeyim, rahatım yerimde (Bir de sıkılınca pencereyi açabilsem) ah... Başımı kaşımak, çiçek koparmak El sıkmak istiyorum arada bir.

Oktay Rıfat Horozcu

Cennet

İlk görüşte sezildi son durak Hamlelerin düşürdü akla tetik Tuzaklar kuşandı dört bir yan Sarmaşık gibi yayıldı zehirin kana, Al basmalar sardı kadere isyan isyan. Ne korkusu tuttu, Ne sorgusu haramice yol vurdu Su gibi duruydu aşk, elinden Saldım elimi uzanan eline Vardım ceme safiyane Soludum cenneti... Mayıs.2007

Öznur Karayumak

Seni Arzuluyor Bu Deli Gönül

Bu gece ruhumda yine fırtına Seni arzuluyor bu deli gönül! Hazırolda çıkmak için katına Seni arzuluyor bu deli gönül! .. Duvardaki zaman gece bir buçuk Hayalimde sana ettim yolculuk. Uçuyor içimde sevdiğim çocuk Seni arzuluyor bu deli gönül! .. Düşündüm öylece seni derinden Bezedim aşkımı; en yeşilinden Kokladım ruhunu her bir yerinden Seni arzuluyor bu deli gönül! .. Beni sevdiğini dedikten geri Attım can özümden,hüznü kederi. Sevda yüreğimin nazlı dilberi Seni arzuluyor bu deli gönül! ... İffet kalesinin aşılmaz suru Beni aydınlatır,gözünün nuru. Sende tattım huzuru ve süruru Seni arzuluyor bu deli gönül! .. Üç ihlâs okudum,bir de fatiha Dilekte bulundum ulu dergâha; Düşümde ereyim senle felâha Seni arzuluyor bu deli gönül! .

Dursun Elmas

Telefon Gülümsen Tuşlar Gülümser!

Deli gönül seni her andığı an, Hayaller gülümser, düşler gülümser... Kumral gözlerinle güldüğün zaman, Ağaçlar gülümser, kuşlar gülümser... Gelince kesilir yürekte sancı, Dökülür gözlerden bir dizi inci, Sarar yüreğimi bayram sevinci, Kirpikte biriken yaşlar gülümser... Saçları ağarmış başlar gülümser, Baharı bekleyen kışlar gülümser, Sevgilim beni her aradığında Telefon gülümser, tuşlar gülümser... El çırpıyor, nice dallar budaklar Dansa başlar, salkım söğüt kavaklar Seni bekler gelinlikler, duvaklar Yüzükler, küpeler, taşlar gülümser Gülümsüyor afacanlar minikler, Yüzlerinde türlü türlü yanıklar, Gülümsüyor ev sahibi, konuklar Çocuk bahçesinde eşler gülümser... Telefon gülümser, tuşlar gülümser Dudaklar gülümser, dişler gülümser Deli gönül seni her andığında Hayaller gülümser, düşler gülümser

Orhan Seyfi Şirin

Bahar Kadar Güzeldi Gözlerin

Bahar kadar güzeldi gözlerin Ne ben kalabildim ışığında Ne sen kal diyebildin Belki sığamadım Belki sığdıramadın Sağlık olsun demem gerekmiş herşeye Annem öğretmişti ısrarla Kalan canın yarısı olsa bile Şimdi terkediyorum kokunu Geldiğim gibi bulurum yolumu Bakıyorumda boş ellerime Ne çok sinmişsin bedenime Gidişle bitiş aynı şey mi sevdiğim? Ben yine benim, bildiğin 09.03.2006

Yaren Bahar

KANDİLİNİZ

KANDİLİNİZ BAŞTA SİZ VE AİLENİZ OLMAK ÜZERE TÜM İSLAM ALEMİNE HAYIRLARA VESİLE OLSUN SOFRANIZ BEREKTLİ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

BİN YILDAN

BİN YILDAN VE GECELERDEN HAYIRLI OLAN BU GECELERDE ALLAH DUALARIMIZI KABUL VE GÜNAHLARIMIZI AFFETSİN KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN (encemm_59)

Size karanfilin

Size karanfilin sadakatini, sümbülün bağlılığını, menekşenin tevazusunu, lalenin gururunu, leyleğın saadetini versek, bize de dua eder misiniz? Kandiliniz mübarek olsun..

Rüzgarın kemanını çaldığı

Rüzgarın kemanını çaldığı ve yağmur damlalarının percerene vurduğu bir gecede yatağına uzanıp, keşke dediğin tüm güzelliklerin sizin olsun.

LÖSEMİ ile SAVAŞ

Sinsice geliverir
Sokulur yavaş yavaş,
Vücudu teslim alır
Eğer vermezsen savaş.

Kilo kaybı ve ateş
Halsizlik,iştahsızlık,
Nedensiz burun kanar
Derken başlar kansızlık.

Bıkmadan,usanmadan
Tam tedavi görenler,
Sağlığına kavuşur
Lösemiyi yenenler.
İSMAİL MALATYA

ilk ve sondu!!

bir kız sevdim gözleri kahverngi saçları simsiyah hemde ölesiye ilk defa böyle tutulmuştun bu kız benim için ilk ve son olacaktıöylede oldu ama canımı istese verirdim onun için askere gitmeden evlilik kararını almıştım onada söyledim tamam dedi istettim ama gel varki bir tane babası var vermedi kaçmaya karar verdik tam kaçakken babası yakladı orda bana bir tokat attı belimde bıçak vardı bıçagı çekmemle sokmam bir oldu adam oldugu yere yıgıldı kaldı bir tel saçı için canımı vercegim kız benimle g elmedi adam benden şikayetçi oldu 1 sene hapis yattım çıktıgımda o evlenmiş çoçukları olmuş şimdi ise meyhanelerin ayyaşıyım İLK VE SONDUN BE GÜLÜM!

inanilmazdi !!!!

o gün faruk beni kenarı çekti ve fatih sana çıkma teklifi ediyo dedi bende başta kabul etmedim sonra kabul ettim birbirimizle ilgilenmiyorduk aramızda sorunlar oldu ve ayrıldık o başkasıyla çıkmaya başladı ben aldırmadım çıktığıylada ayrılmış kendi msneme fatihi ekledim arkadaş olarak ekledim dedim oda bişiy demedi ztn sonra iice konuşmaya başladık kamera fln açıyoduk okuldada hep göz göze gelip bakışıyoduk ama hepp... sonra bana siteler yollamaya başladı siteye tıkladığımda aşk şarkıları vardı dinliyodum o arada da kam açıktı onun gözü önünde ağlamıştım oda üzülmüştü tabii.. sonra aradan 1 ay geçti ve bana ERCAM DEMİRELİN "ELVEDA DEME BANA" yolladı ağlamıştım ama onun gözü önünde dğil artık hep gözgözeydik hep bana s.s s.s s.s yazıyodu bunun anlamı seni sewiyorum demeqti ben salağa yatıyodum sanki onun anlamını bilmiyomuş gibi yapıyodum sonra sana bişiy dicem dedi dedi ve bana çıkma teklifi etti ama kabul etmicem çünkü ONA GÜWENMİYORUM...:(:(

burcu ve ozanin ask hikayesi

bir barmış bir yokmuş burcu adında güzelmi güzel bir kız varmış bir gün yine üniversiteye gitmek için evinden çıkmış gidiyormuş biriyle çarpışmış çarpıştığı kişi bir erkekmiş ilk görüşte aşık olmuş erkeğe adın ne diye sormuş rkek benim adım ozan demiş burcu da benim adım burcu afedersiniz demiş asıl siz beni affedin demiş burcu arkadaş olmaya ne dersin demiş ozan elbette bu akşam üniversite çıkışında görüşürüz demiş aradan haftalar aylar geçmiş ozan burcuya aşık olduğunu söylemiş burcuda ona aşı k olduğunu söylemiş burcu ve ozan ailesine bu konuyu açmış 2 hafta sonra ozan ın ailesi burcu nun evine gidip burcu yu istemişler burcu nun ailesi kızının ozanı sevdiğini bilerek burcuyu ozan a vermiş kırk gün kırk gece düğün yapılmış burcu ve ozan mutlu bir hayat sürmüşler


şükran peşmen

Varmi Boyle Birisi

Bu siteyi googlede gezerken buldum, tebrik ederim gayet hoş bir site ve farklı. Sadece bende birşeyler yazmak istedim.

Ben kendim 22 yaşındayım, erkeğim ve hayatım boyunca (insanlara güvenememekten dolayı)sadece 1 kızla çıktım. Onada gereğinden fazla değer verdiğim için elimden kaçtı gitti. Kafamada takmıyorum şu anda, eskiden çok takardım.

Herneyse, Benim hikayem şu: Ben çevremdeki insanlara saygılı,dürüst,yardımsever ve güleryüzlü davrandıkça, insanlar bunu saflık olarakm ı yoksa başka türlü mü algılıyor bilmiyorum ama, bu kadar dürüst olmamdan dolayı sorunlar yaşıyorum onlarla.

Okuduğum üniversitede etrafıma baktığımda, belkide bir uğraş içine girsem gerçekten birileriyle çıkabilirim, birilerini bulabilirim. Fakat, 3-5 günlük yada 3-5 aylık ilişkilerden ve herönüne gelenle muhattab olan insanlardan hoşlanmadığım için herkezden uzak durmaktayım.

Ben bilmiyorum, birini nasıl bulacağım, nasıl çıkacağım, nasıl güveneceğim, nasıl seveceğim bilemiyorum.

İstiyorumki, kendine baksın (bakımlı olsun), eli yüzü düzgün olsun yani. Ve Sevgisini gerçekten 1 kişiye verebilcek kadarda yürekli ve dürüst olsun. Sevdiği insandan başkasını önemsemesin. Sonuna kadarda sevsin istiyorum.

Çünki ben sevdiğim bir insan olursa, onun için çoğu şeyi göze alıp, gönlünü hoş tutmak isterim.

Sevgimi karşılayabilcek ve beni gerçekten sevebilcek birisini bulamadığım için hayatımda çıktığım insan sayısı 1 olarak kalıyor.

Demekki, herkez gibi önüne gelenle muhattab olmak, ve önüne gelene göre laf değiştirmek lazımmışda ben bunu bilmiyormuşum.

Ama ne yazıkki, dürüst olduğumdan kaybediyorum.

1 bucukluk bitermi hic

Hava kararıyordu.Ellerim titriyordu,bacaklarımı hissetmiyordum.Yürümeliydim,evet 1. adım ve 2. adım.3'üyü attımmı bilmiyorum ama uyandığımda genç birinin kucağındaydım.İlk kelimesi "iyimisin?" demek oldu.Konuşmadım ayağı kalktım "bişeyim yok teşekkür ederim" dedim.Ve devam ettim.Neden böyle olduğumu merak ediyorsanız ayrıldım ! 1 buçuk senelik ilişkimiz 1 günde sona ermişti.Çok kolay,basit bir şekilde.Ayrılmayı ikimizde istemiştik.Benim nedenim beni gerçekten sevmediğini düşünmemdi ama onunkini bilemiyorum,nedenin ne dediğimde söyleyemem senden beni anlamanı beklemiyorum da diye cevap verdi.Şu işe bak 1 senelik sevgili 1 günlük arkadaş gibi davranıyoruz.Aradan 2 ay geçti.Ben işten eve,evden işe yapıyorum.Bugün abim telefon açtı.Okul notlarını büyükannemin oraya götürmemi istedi.Okula gittim ve okadar insanın içinde gördüğüm tek şey oydu evet oydu o ordaydı hiç bir şey söylemeden sarıldık sadece sarıldık gerisini şöyle düşünün 1 bucuk senelik ilişkiniz var ayrıldınız 2 ay geçti daha sonra tekrar karşılaştınız siz napardınız (ayrıca birbirinizi seviyorsanız) ? ;)

sibel ile ugurun aski

Sibel lise de okuyordu.bir gün lisenin kapısından girerken yanından bir oğlan geçti. ona öle dikkatli baktı ona. oğlan ise göz ucuyla baktı.Belli ki oqlan da ondan hoşlanmıstı.sibelin sınıfında bir tene daha oglan sibeli seviormuş.ama sibelden yuz bulmuyormuş snıftaki oglan.kıs kapıda gorduu oglanı gormek için lise kapısında bekliormuş.kapıda karsılastıı oqlan artık sibele açılmaya karar vermiş. kızı lise kapısında beklmeye baslamış ve beklenen an gelmiş.bakar mısınız ben ugur demiş. tanısabilir miyiz sibel annda EWET demiş oqlan sevinmiş.tenüfüse beraber çıkarlarmıs bnlar artık iki sevgiliymiş sibelin sınıfındaki ercan ugurla çıktıklarını bilmiormuş artık ercan da ona açılmaya karar vermiş.okul çıkışı ercan sibeli yanına çaırarak konusalım mı demiş.Sibel olur demiş.Birlikte çıkmıslar bir yerde durmuşlar ercan gözunu kapatarak bn senden hoşlanıorum bnmle çıkarmısın demiş.ama sibel kusura bkma ama ben ugurla çıkıorum inş gonlune gre bulursun demiş ercan ise piskopatın tekimiş.Her şeyi yaparmış.ugurla sibel sahilde buluşmaya karar vermişler.saat 14.00da buluşmuslar el ele dolasıyormus .ugur sibel seni çok seviorum ama hersyden çok demiş sibel bnde demiş.sarılmıslar sımsıkı sanki bir daha birbirlerini goremiyecekler gibi sımsıkı sarılmışlar.bni bırakma demiş sibel o da sen bnim son askım olarak kalacaksın demiş tam birbirlerine sarılırken ercan çıka gelmiş sibel die baırmıs ugurla sibel ayaga kalkmış birbirlerne bakmışlar sibelle ugur ercan belinde silahı çıkartarak onlara dogru tutmussen bnmdin bnden baskasının asla olamazsın demiş
aslında ercanın nieti uguru vurmakmıs tam nişan almıs uguru tetiği tam çekerken sibel ugurun onune geçmiş silah ates almış.sibel vurulmus ugur diz çokerek bni bırakama demiş ercan ise kendi kafasına dayayarak tetiği çekmiş kızı hastahaneye qoturmusler durumu ciddiymiş sibelin annelerinin durumu kotuymus kız 1 ay boyunca yogun bakımdas kalmış kızın durumu düzelmiş hastahaneden çıkmış ugura ercan suan hapishanede dmi demiş ugur basını egerek hapishanede deil mezarda demiş seni vurduktan sonra basına silahı basına dayadı ve tetiği çkti öldu demiş sibel çok uzgunum bunu sana yapmamalıydım ugur
ugur 'sen bnm hersyimsin senin için herseyi goze alırım'demiş. sibele ugur sarılmışlar sımsıkı artık onları ayıracak kimse yokmuş:D

KAVUSUPTA AYRILANLAR

Ben 7. sınıftaydım benim bi arkadaşım vardı ve ben ondan yavaş yavaş hoşlanmaya başladım fakat bunu ona bi türlü soyleyemedim. Çünkü o zamanlar başka bi kızla çıkıyodum fakat ben o kızı sevdiğimi sanmıştım ama sevmemişim.Sonra hoşlandığım arkadaşımla kanka olduk artık onunda beni sevdiğini düşünüyordum fakat oan bi türlü açılamıyodum.Ve sonunda yıl bitmişti 8. sınıftaydık ve ben babamın işinden dolayı izmir'e taşınmak zorundaydım çııktığım kızlada ayrılmıştım fakat hala benim kankam olan kızdan hoşlanıyodum ve ben artık taşınıcaktım fakat msni açtığımda bi ileti ile karşılaştım.İleti kankamdan gelmişti bi de baktım benden hoşlandığıını söylüyo o anda sevineyimmi üzüleyimmi? bilmiyordum çünkü gideceğim gün bana benden hoşalndığını solemişti.Öyle böyle derken kabul ettim teklifini fakat secgili olduğumuz gün ben izmir'e gelmiştim sevgili iken birbirimizin yüzünü bile görememiştik yani uzun yıllar bekledim amacıma kavuştum ama nafile

9 aylikken babami kayip ettim

Ben daha 9 aylikken babami elektrik carpip ölmüs,daha sonra babaannemler annemi babasi evine göndermisler ben babaanemlerde 10 yasina kadar büyüdüm.Babaannemi anne olarak tanidim dedemi babam ve ölmüs babamida amcam dyie tanidim mezarina ziyeretine gittigimde amcamin mezari diye düsündüm,yalan söylendi cünkü bana benden bütün gercekler gizlendi.daha sonra annem ikinci evliligini yapmis ve avusturyaya gelmis ikinci esinden ikiz cocuklari olmus arada izine gelince benide görmeye gelirdi ama ben on u istemezdim neden istemedigimi bilmiyorum tabi bu arada ben annemi teyzem saniyordum bu böyle 10 yasina kadar devam etti.Tabi daha dedemlerin fakirlik durumlarini felan hic anlatmayim ordada zaten öyle cektim yinede cok sükür. sonra ben 10 yasindayken teyzem bildigim annem babaannemleri mahkemeye verip beni almak istedi ve sonundada kazanip aldi beni yanina tabi bütün gercekleri ögrendigimde beynimden vurulmusa döndüm cok üzüldüm neyse ama o günleride atlattim.sonra avusturyaya gelince almanca sorunum oldugu icin türk oldugum icin benimle dalga gecip eglendiler.Ben hep üzülen oldum sonra üzüntüden gastirist yani mide agrim oldu sonra guvatir sonra sürekli hastanede yattim hastalandim kaldiramadim stressi sonra ortaokul 3de chat e düstüm arkadasimin sayesinde düstügüm chatte ilk beraber oldugum kisi aleviydi ve türk düsmaniydi allah korumus beni ki ayrildim uyusturucu mafyacisiymis sonra baskasini sevim dedim kadin ticaretcisiymis bana hafiz oldugunu söyledi tabi bu gerceklerin hepsinide ortaya annem cikardi cünkü bana ayril onlar ii degil dediki haklida cikti herneyse daha sonrada kuzenimle cikmaya basladim cünkü o beni hep seviyordu ama ben ona evet demiyordum en sonunda evet dedim ve beraber olduk türkiyeye gittigimde aramizda özel seyler oldu herkesin bundan haberi oldu sürekli asla ayrilmayacagimizi ne olursa olsun beni birakmayacagini söyledi ve en sonunda oda beni terketti sayilir aslinda normalde ben onu terkettim ama oda terk etmemi tastikledi cünkü onunda babaannesigil benim boyumun kisa oldugundan beni istemiyorlarmis bunu sorun yaptilar ama bana ben trde yasamak istemedigim icin olmaz bu is dediler her neyse bitti o olayda ama bende bittim bu yolun sonunda cok sükürdaha kötüleride var ama bende hikayemi paylasmak istedim.ha simdiki durumumu merak eden varsa depresyon hastasiyim ilaclarnan yasiyorum guvaitrdi gastiritti derken ama olsun bunada sükürler cok sükür yarabbim hepinize ibret olsun sakin ama sakin kimseye kanmayin inanamayin benim gibi disarda sevgi aramayin en büyük sevgiyi anneniz babaniz verir size baskasindan hic bir sekilde sevgi göremezsiniz.Allah hepimizin yolunu acik etsin

Yılmaz

Rüveyda

fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına

bir güvercin uçurup kıtalar arasından

çağırdın beni

geçerek birer birer sürgün kanyonlarını

derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına

yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı

yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı

yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana

koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

adını söylemek istemiyorum

her hecesi amansız bir kor dudaklarımda

her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım

zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım

adını söylemek istemiyorum

rüveyda dediğim zaman

anla ki, senin için yürüyor kelimeler

çığlığımın atardamarlarından

hangi yıldızdır bilmem, gözlerin

kayar da üzerime rüveyda

önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime

sonra açılır önümde ıstırab vadileri

silik renkleriyle adımlarıma

çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir

hayalin bittiği menfeze doğru

alaca bir at koşar içimde

zamansız, mekansız nefese doğru

uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair

yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda

oysa rüveyda

baştanbaşa ben

kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim.

kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden

bir anlatsam nasıl utandığımı

bir doğrulsam eğildiğim yerlerden

ağarır tanyeri nilüferlerin

alaca bir at koşar içimde

ezer toynakları ile anılarımı

sular köpürmemeliydi rüveyda

kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin

ben zehire alışkınım, şerbete değil

rüyalar hefret eder avare duruşumdan

kabuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde

sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber

ben her gece bir Mehdi türküsüyle çilekeş

yargılamak için zeval kayıtlarını

inkılab bekliyorum

hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin

uzanır da gönlüme rüveyda

derinden bir ok saplanır bağrıma

beynimi çağıran bir sese doğru

alaca bir at koşar içimde

zamansız, mekansız nefese doğru

varlığın cinayettir memleketimde işlenen

akıtır kanını en asil pehlivanların

yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi

varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

artık eskisi gibi bakamıyorsun

göklerinde bir belkıs otururdu rüveyda

binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin

güneş bir anne gibi dururdu başucunda

artık dokunamıyor kakülün bulutlara

karalara bürünmüş saçlarında dolunay

ben bu kadar zulme layık mıyım rüveyda

hangi ressamı vurur bilmem, endamın

sarar da benliğimi

ben beni tanımam kaldırımlarda

kafesleri yutan kafese doğru

alaca bir at koşar içimde

zamansız, mekansız nefese doğru

kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına

duydun mu orkideye dua eden birini

bu ısmarlama yüzler yok mu rüveyda

bu yapmacık bebekler

gözyaşı akıtırken gülenler yok mu

beni kahrediyor geceler boyu

hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün

soluk bir dünyanın mezarlarına

gömerek gurbetimi

kapadı karanlığa Yesrip, kapılarını

meydan okuyuşun çağın ordularına

bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır

doruklardan öte hevese doğru

alaca bir at koşar içimde

zamansız, mekansız nefese doğru

yasını tutuyorum kararttığım düşlerin

yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda

amansız bir ütopya üfleyen pencereler

lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi

önümde, haksızlığın hesaba çekildiği

hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer

arkamda, kare kare ömrümü belirleyen

hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını

yeniden bir nil olup taşar mıyım çöllere

kim giydirir başıma tacını nihayetin

kim takar bileğime hürriyet künyesini

karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle

rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı

ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı

asırlardır köhne barınaklarda

küflenen, çürüyen çığlıklarımı

at vuruldu; içim paramparça rüveyda

gölgelerin ardına sakladım kusurumu

sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin

ben burda damla damla eriyip akıyorum

yine de, çiğnetemem kimseye gururumu

istenmediğim yeri sessizce terkederim

hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu

mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

Nurullah Genç

Seninleyim

sevgi seli şimdi yüreğim

sana geliyorum koşarak

kaçırma gözlerini bana bak

ben mi istedim mevsimsiz ayrılığı

zordur sevda treninde yolculuk

kaç yürek yangınıdan söndür artık sigaranı

yarın ve yarındanda sonra

seninleyim.....

Esma İnci

Türkiyem

Baş koymuşum Türkiyemin yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm

Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Eminem
Mavi boncuk takışına olurum

Düğünüm, derneğim, halayım, barım,
Toprağım, ekmeğim, namusum, arım
Kilimlerde çizgi çizgi efkarım,
Heybelerin nakışına ölürüm
Dilaver Cebeci

Neşe ve Izdırapla

Neşe ile ızdırapla,

Düşünce ile dolu iken,

Tükenmez ezalar içinde,

Ümitler, tereddütler geçirirken

Kederler içinde yoğurulurken

Mesut olan,

Ancak seven ruhtur.

Johann Wolfgang von Goethe

Etme

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme

Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı

Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru

Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için

Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi

Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan

Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan

Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer

Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi

Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize

O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle

Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı

Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil

Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

Mevlana Celaleddin Rumi

sen

Yok olsam herşeyden uzakta kendimle kalsam
ararmıydım geride bıraktıklarımı
özlermiydim seni bilmiyodum.
Taki o an bana bakarken,
gözlerindeki hüznü görene kadar.
Daha önce bilmediğim bi duyguyla tanıştım,
bakişlarinda kalbimin ağladiğini hissetdim.
Gözyaşlarım göz pınarlarımda birikti akıtamadım.
sen gözümün pınarıydın akıp gitmen'den korktum ağlayamadım.
Artık biliyorum sen olmadan ben olamam.:!
Sen dünyamdaki cennetimsin...