İnanç yiğit ev sorardı bulup konaklardı Kanlı göz ufuk tarardı Cürümlü başta her geyik akışında Örtülür dudaklar çünkü kalble çarpılırlar
El gezer tenhaları dolanır ufak tüyler Ve tüyler ki ateşle diklenirler Kendi namlarına ağemen olarak Üşüme kabarcıkları tad kabarcıkları
Ürpermelerle unutkanlık Yerin bir zaferle doğrulması cürme katık olarak Dantel kalb vurması su kapları Islak naylon örtü ve ıslak cimrilikle Ustalıkla yaprağa ilave peçete Yorgun ve evvelden haber Sonra saralar Sıradadırlar
Kapılar baskıyla kapalıdır Onlar yontup hamam kapılarını Kulaklara ses kutuları Ormanlar avazlarıyla parke taşlar Kurtlar Yıldırım Avizeler
Orada köşelere düşler yerleşir yatakları kollar Uyku canavar kıvrımlı batarlı saldırır Ev tilkiyle sarılır kuşatılır Yorgun bir masal uzakta kaybolur Kulaklarına yosun ve balık biriken çocuklar Toprağın rengine katılan Hızla yorgana atılan Göğsümüze sırtımıza ateş bastıran Örtünen çıldıran çocuklar La onlarla alev açıyor her yanımız Anlaşalım |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder